Muhteşem ikili: Laravel ve Laracasts
Laravel’le ilk tanışmamız ne zamandı diye baktığımda 2015 Nisan olduğunu görüyorum. Daha doğru düzgün bir şey öğrenemeden başladığım halde sunduğu kolaylıklar sayesinde kısa sürede Kitapi gibi şimdi 100 bine yakın kişi için hizmet veren bir yazılımı oluşturmak ve devam etmesini sağlamak mümkün oldu.
Laravel çok güzel, kullanışlı, kolay öğrenilebilir bir framework olmasına rağmen, inceliklerini bilmeden benim gibi balıklama atladığınızda ve derenin ortasına geldiğinizde içinizi biraz burukluk kaplayabiliyor. Çünkü bir sonraki projenizde daha çok şey, bir sonrakinde ise daha da çok şey öğrenmiş oluyorsunuz ve eski yaptıklarınızı keşke şöyle yapsaydım diyorsunuz.
Hele üstüne bir de Laracasts gibi bir şeyle tanıştıysanız. Bölümleri izlerken oturup ağlayasınız geliyor.
Laracast kendi sloganlarının tam hakkını veren yazılım temalı bir eğitim sitesi. Meşhur sloganı:
“It’s Kinda Like Netflix for Your Career!” (Kariyeriniz için bir nevi Netflix)
En büyüğü 20-25 dakika olan harika video dizileri şeklinde hazırlanmış bu sitedeki içerikleri Silicon Valley veya The Big Bang Theory’den daha büyük bir keyifle izlediğimi ve hiç abartmadığımı belirtmek isterim.
Nasıl bu dizilerin başrolleri metin yazarları kadar önemliyse Laracasts için Laravel’in yetenekleri kadar Laracasts’in kurucusu Jeffrey Way ve onun programlama yöntemi, sade ve akıcı anlatımı da o kadar önemli.
Laracasts’ta sadece Laravel’le ilgili değil başta PHP ağırlıklı olmak üzere pek çok konuda (PHP, Laravel, Testing, Front-end, Tooling) detaylı ve doyurucu videolar mevcut. Bunlar sıkıcı uzun videolar şeklinde değil, tamamen ekran üzerinde anlatılan, bölümlenmiş, 15-20 dakikalık parçalar halinde sunuluyor. İzlediğiniz videolar site üzerinden takip edildiği için hangi aşamada kaldığınızı kolayca görüyorsunuz. Dahası izlediğiniz videoları sonra offline olarak da izleyebilmek için kendi bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz.
Programcılığı 24 sene evvel -imkansızlıktan- kendi çapımda kitaplardan öğrenmeye başlayan biri olarak doğru düzgün ilk ve tek programcılık eğitimini taa yüksek lisansda şimdi ismini hatırlayamadığım çok başarılı bir -maalesef akademisyen değil- yazılım uzmanından “Tasarım Kalıpları” isimli derste almıştım. O derste gördüm ki -lütfen gülmeyin!- yıllardır iyi kötü yapmaya çalıştığımız programcılığın meğer bir kalıbı varmış. Yani programcılık da bir ilimmiş. Yolu yöntemi, benimsenmiş kaideleri varmış. Benim o güne kadar maalesef bundan haberim yoktu. O günden sonra da o konuda fazla bir şey yaptığım söylenemez.
Ta ki Laracasts’a kadar..
Jeffrey’in videolarında şunu öğrendim; adam önce kodu yazıyor. Sonra mutlaka yazdığı kodu review yaparak, yani baştan inceleyerek kodu daha okunur, daha sade, daha güzel nasıl yazarım diye didikliyor. Bunu yaparken de bazı kuralları kullanıyor. Mesela “iç içe ikiden fazla girinti yapmamak” bu kurallardan biri. Uygulamanızdaki route’ları tanımlarken standart bir isimlendirme kullanmak, URL’lerden ziyade get, post, put, patch, delete gibi method tipleriyle yapacağınız işin ne olduğunu belirtmek ve hataları gerçekten hata rutinleriyle ve hata kodlarıyla muhatabına göndermek aklıma gelenlerden bazıları..
Videoları izlerken doğru düzgün bir eğitim alsaydım geçen 20 küsür yılımın ne kadar daha verimli olabileceğini düşünüp üzülmemek elde değildi maalesef. Neyse ki ofiste bir aydır üstlendiğim işi Laravel’le yazıyoruz. Ben de hem webdeki dökümanları, hem de videoları didik didik edip, çözemediğim durumlarda Avrupada yaşayan ve yabancı firmalara freelance kod yazan -şu an ne hikmetse karşımda oturan- nöbetçi programcım sevgili kayın biraderim @fehim‘e, o yoksa ve çok geç değilse @hsynkabil‘e, keyifleri yerindeyse @saidozcan‘a, @sogukpinarugur‘a, @m_alkan_‘a gecenin bir yarısında sorular sorarak işi düzgün yapmaya gayret ediyorum. Gayret bizden takdir mevladan..
Genç kardeşlerim..
Öyle kodlar yazmalıyız ki kıymetini balık bilmezse hâlık bilir misali ortalıkta bizim kodlarımız dolaşmalı. Bizim kod kütüphanelerimiz başkaları tarafından kullanılıp, güncellenip büyümeli. Elbet var zaten böyle arkadaşlarımız ama daha da çoğalmalı.. Ülkemizden petrol çıkmıyor maalesef. Ancak yazılım öyle bir maden ki parmaklarımızla kazmayı düzgün vurursak elmas, yamuk vurursak kömür çıkıyor. Biz yıllarca kömür çıkardık, üstümüz başımız kapkara oldu. Siz daha gençsiniz, bol bol elmas çıkarırsınız inşallah.
kalıplar olduğunu geç öğrenen tek kişi değilsiniz 🙂 ben kendi adıma geçirdiğim birkaç seneme acırdım, herhalde bende sıkıntı var öğrenemiyorum diye düşünüyor insan bazende. lakin laracast ile harbiden işin temeli öğretmende bitiyor bunu anladım. gülmek bir yana kalıplar olduğunu geç gördüğünüzü paylaştığınız ve bana yalnız olmadığımı öğrettiğiniz için teşekkürler 🙂