O ses
Herhalde hayatımdaki en zor bayramlaşma idi, kayınpederimin bir küçük kardeşi Veysel Amca ile bugün telefonla olan bayramlaşmamız. Kayınpederim Mayıs başında bir yıldır çektiği amansız hastalık sebebiyle vefat edince bayramlarda Veysel ve en küçükleri Erol amcayı arayacağım diye listeme eklemiştim. Bugün Veysel Amca’yı aradığımda sesi o kadar da babama yani kayınpederim Hüsref Tabak’a benziyordu ki, anlatamam. Babam, vefatından bir ay kadar önce yoğun bakıma alınmıştı. İyi olduğu nadir anlardan birinde kesik kesik Ömer, Faruk diyebilmiş, tam bir cümle kuramamıştı. Uzun bir süredir de eski sağlıklı günlerindeki gibi konuşmak nasip olmamıştı. Bugün Veysel Amca’yı öyle dinleyince sanki aylardır özlediğimiz şeye kavuşmuş gibi olmuştuk. Ses aynı sesti.
Babamı kaybettiğimi farkettiğim, idrak ettiğim an; ara sıra onu yolda giderken rastgele arayamacak oluşumu anladığım andı. Ya da her cuma olmasa da bazı cumalarda arar, tebrikleşirdim. Bunları yapamayacağımı anladığımda dank etmişti babamla bir daha bunları yaşayamayacağım.
Ömer ve Faruk da sık sık dedelerinden bahsediyor. Daha bugün sofrada bile bahsettiler. Unutmazlar inşallah. Gerçi unutsalar mı iyi, unutmasalar mı bilemiyorum. Acısını unutup, güzel hatıraları kalır inşallah. Sağlıklı zamanında dedeleri at olup onları sırtında taşırdı. Bol bol puzzle oynarlardı. Bunları unutmazlar inşallah.
Mekanın cennet olsun babam.
Babamızdan neredeyse tam bir sene sonra amcamızı da kaybettik. Artık o sesi de duyamayacağız. Allahü teala ikisine de rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun.